16 Ocak 2025 Perşembe
Spor dünyasında takımınıza özel formalar tasarlamak ve sipariş etmek artık çok daha kolay! Özel tasarım formalar, takım ruhunu yansıtmanın ve sahada profesyonel bir duruş sergilemenin en etkili yoludur. formasiparis.com, hızlı, pratik ve ekonomik çözümler sunarak formalarınızı kolayca sipariş etmenizi sağlar.
Forma Tasarla özelliği, kendi formalarınızı yaratmanız için size kolay ve keyifli bir deneyim sunar. Kullanıcı dostu arayüzü sayesinde birkaç adımda tasarımınızı tamamlayabilirsiniz.
Forma Sipariş işlemleri, formasiparis.com ile zahmetsiz bir şekilde tamamlanır. Tasarımınızı oluşturduktan sonra, birkaç dakika içinde siparişinizi verebilir ve kısa sürede formalarınıza kavuşabilirsiniz. Yüksek kaliteli malzemelerle üretilen formalar, sahada dayanıklılık ve şıklık sunar.
Hemen Forma Tasarla modülünü keşfedin ve takımınıza özel formalarınızı yaratın. formasiparis.com ile sahada fark yaratacak profesyonel tasarımlar bir tık uzağınızda!
Yönetim Kurulu Başkanı sektördeki liderliklerini sürdürmek amacıyla 2025’te yatırımlarına devam edeceğini açıklarken, yenilikçi tasarıma sahip premium bir markanın da müjdesini şimdiden verdi.
Nahita Holding bünyesindeki Türkiye’nin ilk bisiklet markası ve bisiklet üretim lideri Bisan A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Timurtaş, 2022 yılının son çeyreği itibarıyla devraldığı görevde, iki yıl içinde önemli başarılara imza attıklarını ve 2025 yılı için daha büyük hedeflerle ilerleyeceklerini açıkladı.
Yeni yönetimle birlikte, Bisan A.Ş., tüketici memnuniyeti odaklı büyüme stratejisiyle hızla ilerledi. 2022 yılının sonlarına doğru başlatılan bu değişim süreci, Bisan A.Ş.’yi sektörde daha güçlü bir konuma taşıdı.
Yusuf Temurtaş: “2025 Hedeflerimiz Çok Daha Büyük”
Bisan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Timurtaş, 2025 hedeflerine dair şu açıklamalarda bulundu: “2022 yılının son çeyreğinde göreve başladık ve geride bıraktığımız iki yıl, bizim için gerçekten çok verimli geçti. Şirketimizin üretim kapasitesinin arttırılmasından, bisiklet sektöründeki yeniliklerin uygulanmasına kadar her alanda önemli ilerlemeler kaydettik. 2025 yılı için hedeflerimiz daha da büyük. Üretim döngümüzü daha verimli hale getirecek, teknolojiyi topluma daha faydalı bir şekilde kullanarak büyümeyi sürdüreceğiz. Bisiklet Endüstrisi Derneği’nin açıklamalarına göre, Türkiye’de bisiklet üretimi 2023 itibarıyla 1,7 milyon adede ulaştı. Bisiklet ihracatı ise 133 milyon euroya yükseldi. Büyüyen pazarda 2025 için kümülatif cirolarımızı %25’un üzerinde artırmayı hedeflerken, ihracatta ise bu oranlara korelatif olarak benzer artış bekliyoruz. Önemli hedeflerimizin arasında, yerli üretim oranını artırmak da yer alıyor.’’
Bisan A.Ş. Yatırımlarına ve Ar-Ge Çalışmalarına Hız Veriyor
1963 yılında Türkiye’nin ilk bisiklet markası olarak faaliyetlerine başlayan Bisan A.Ş., sektördeki liderliğini sürdürmek amacıyla yatırımlarına devam ediyor. Ar-Ge çalışmaları ve üretim teknolojilerindeki yenilikçi adımlarla sektördeki ilk ve tek Ar-Ge Merkezi’ne sahip olan Bisan, bu alandaki çalışmalarıyla sektördeki ilkleri gerçekleştirmekte, ulusal ve uluslararası projelere imza atmaktadır.
Sektördeki tek Ar-Ge Merkezi olmanın verdiği sorumlulukla, Bisan A.Ş. olarak ekonomiye ve topluma sağladıkları katkılarla gurur duyduklarını belirten Temurtaş, şirketin bu alandaki öncülüğünü sürdürerek hem yerel hem de global ölçekte büyümeyi hedeflediklerini vurguladı.
Elektrikli Bisikletler ile Çevreye Duyarlı Bir Gelecek
Bisan A.Ş.,üretim sürecinde çevre duyarlılığına büyük önem vermektedir. Bu konu hakkında açıklamada bulunan Yusuf Temurtaş; ‘’Piyasanın talebine göre ve sektörün ihtiyacı doğrultusunda yeni üretim yatırımlarımızı elektrikli bisikletlerimizi arttırmak üzerine hayata geçireceğiz. Böylelikle çevre dostu ulaşım seçeneği olan elektrikli bisikletlerimizle, fosil yakıt kullanımını azaltarak, karbon ayak izini önemli ölçüde azaltmaya destek olacağız. Yalnızca bugüne değil, geleceğe yönelik yatırımlar yaparak dünya kaynaklarını korumaya özen gösteriyoruz’’ açıklamasında bulundu.
Sırada GES Yatırımı Var
Sürdürülebilirlik ve yenilenebilir enerji konularına önem verdiklerini belirten Bisan Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Temurtaş, sözlerini şöyle sonlandırdı: “2025 yılı için planladığımız bir diğer yatırım ise güneş enerjisi (GES) projesi. Fabrikamızda çevresel sürdürülebilirliği artırmak ve enerji maliyetlerini düşürmek amacıyla önemli bir adım atarak güneş enerjisine yatırım yapmaya karar verdik. Bu sayede fabrikamızı dış enerji kaynaklarına bağımlılıktan kurtarırken, hem ekonomik hem de ekolojik açıdan birçok fayda sağlamayı planlıyoruz. Sürdürülebilirlik ve çevreye duyarlılık konusundaki taahhüdümüzle, güneş enerjisi yatırımımız sayesinde geleceğe daha temiz, daha yeşil ve ekonomik olarak daha güçlü adımlar atacağız.’’
Yusuf TEMURTAŞ Kimdir?
2016 yılında Amerikan Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finans Yönetimi bölümlerinden mezun olan Yusuf Timurtaş, staj dönemini Hong Kong’da tamamladı. Profesyonel kariyerine ABD’de başlayan Temurtaş, 2017 yılından itibaren Simer Sac A.Ş.’de Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevini sürdürdü. 2021 yılında Türkiye’nin ilk elektrikli forklift üretimi yapan Simerlift A.Ş.’yi kuran Temurtaş, Ağustos 2022 itibarıyla Bisan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendi.
Sektörde 35 yılı geride bırakan ve son dönemde İzmir’in kuzey aksında önemli yatırımlara imza atan Yücesoy Mühendislik ile Gayrimenkul Hizmet Ortaklığı (GHO) satış ve pazarlamada önemli bir işbirliğine imza attı.
İşbirliği kapsamında Yücesoy Mühendislik’in mevcut konut, ofis ve ticari kapsamdaki portföyünün satışını, ülke genelinde 40’a yakın ofisle gayrimenkul alanında profesyonel çözümler sunan GHO yürütecek.
BİZE GÜÇ KAZANDIRACAK
Yücesoy Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Cem Yücesoy, bu işbirliğinin satışlara önemli bir ivme katacağını belirterek, “Gayrimenkul satışı bu sektörün içindeki uzmanlar tarafından yapılması gereken önemli bir hizmet alanı. Biz inşaat yapıyoruz ve proje üretiyoruz, işimiz bu. GHO, 4 kuşaktır bu iş yapan ve bir aile geleneğini kurumsallaştırabilmiş bir firma. İzmir’den Türkiye’ye bu geleneklerden aldığı gücü kurumsal bir şekilde yaymayı başarmış. Biz bu işbirliğine çok önem veriyoruz. Bunun gelecekte de yeni projelere birlikte adım atmak için iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz. Bu işbirliğinin gücümüzü daha da katlayacağına inanıyoruz” diye konuştu.
PROJE SATIŞINDA BÜYÜYECEĞİZ
GHO Kurucusu Hasan Can Çalgır da, işbirliği kapsamında Yücesoy’un portföyünde bulunan konut, ofis ve ticari alanların satış ve pazarlamasını üstlendiklerini söyledi.
Proje satışına önem verdiklerini dile getiren Çalgır, “Bayi ağımızı genişletirken hem emlak hem de franchise tarafında proje satışlarının bizim için çok önemli olduğunu geçmişten beri ifade ediyoruz. GHO Genel Müdürlük olarak bire bir ilgilenebileceğimiz projeleri seçiyoruz. Yücesoy gibi köklü bir firmayla böylesi bir iş ortaklığına imza atmak bizim için çok önemli. Yücesoy projelerinin satış pazarlamasını yaparken tamamen bitmiş projeler olması bizim için ayrı bir avantaj sunuyor. Hem Yücesoy’un marka gücü, hem de GHO’nun bayi ağıyla birlikte önemli bir başlangıç yapıyoruz. Önümüzdeki süreçte Yücesoy’un satış ofislerinin tümünde pazarlama faaliyetlerini sağlamaya çalışacağız. Pandemi döneminden beri İzmir’e 81 ilden belli bir talep var. Bu taleplere baktığımızda en uzak ofisimiz İskenderun’dan bile İzmir’e sürekli yatırımcı yönlendirmesi oluyor. Tüm GHO ofislerimiz, broker ve danışmanlarımız Yücesoy projeleri için aktif görev alacak” diye konuştu.
İZMİRİN KUZEYİNE TALEP ARTIYOR
GHO Genel Müdürü Özkan Yalaza ise şöyle konuştu: “GHO’yu belli bir tanınırlığa ve yaygınlığa getirdikten sonraki hedefimiz proje satışlarına yönelmekti. Yücesoy ile başlattığımız görüşmeleri olumlu sonuçlandırdık ve tek yetkili olarak çalışmaya başlıyoruz. 2 yıldır Seyrek, Ulukent ve Menemen bölgesine özel önem veriyoruz. Burada daha önce de deneyim kazanmıştık. Bu bölge, İzmir’in yeni cazibe alanı. Kaliteli ve farklı bir yaşam sunabilecek bölgelerden bir tanesi; fiyat performans açısından baktığımızda da avantajlı bir nokta. Yeni ticari markaların da bölgeyi tercih etmesiyle birlikte yaşam daha da konforlu hale geldi. Organize sanayiler, okul ve hastanelere de 10 dakikalık mesafede yer alıyor. 2025’in ilk 6 ayında İzmir’in kuzeyindeki projelere olan talebin giderek artacağını düşünüyoruz”
Resimaltı soldan sağa: Özkan Yalaza, Hasan Can Çalgır ve Cem Yücesoy
Miyase Sertbarut’un Uzak Doğu’dan Avrupa’ya birçok dile çevrilen Yuan Huan’ın Kulübesi isimli romanının uzun süredir merakla beklenen devam kitabı Kütüphanedeki Kamera, Tudem Yayınları etiketiyle çıktı.
Sertbarut’a, İtalya’nın çocuk ve gençlik edebiyatı alanındaki en saygın ödüllerinden Rodari Ödülünü kazandıran Yuan Huan’ın ikinci halkası Kütüphanedeki Kamera, okumayla arası pek de iyi olmayan çocukları hikâyelerin değiştirici ve dönüştürücü gücüyle buluşturmayı sürdürüyor.
Hikâyelerin üzerini örten sır perdesini, sözcüklerin gücüyle dağıtan Kütüphanedeki Kamera, bakmak ve görmek arasındaki ince çizgiye dikkat çekerek aynı hikâyeyi okuyan farklı gözlerin bambaşka şeyler görebileceğini de fark ettiriyor.
Miyase Sertbarut, “Her okur hikâyeye dâhildir,” diyor ve sözü Yuan Huan’a bırakıyor…
Altıncı sınıfa geçen Tahsin’i zorlu bir yaz tatili beklemektedir. Kırıklarla dolu karnesini kitap okumayı sevmemesine bağlayan annesi, oğluna tatil boyunca çalışması için halk kütüphanesinde iş bulmuştur. Arkadaşları bilgisayar başında vakit geçirecekken o, kitap tozu yutacaktır. Önceleri ceza gibi gelen bu görev, kütüphanenin çardağındaki eski bir kameradan yükselen gizemli sesle heyecan verici bir maceraya evrilir. Yazıyı kabul etmeyen defterin perdeli hikâyesini dinlerken sözcüklerin büyüsüne kapılmaya başlayan Tahsin, hayal dünyasından çıkıp gelen ünlü masal kahramanlarıyla tanıştıkça kitaplara giderek ısınacaktır.
Kütüphanedeki Kamera ile düşle gerçeğin tam ortasında yepyeni bir edebiyat evreni yaratan Miyase Sertbarut, her seferinde farklı bir macera yaşamayı seven okurları, kendi kendilerinin Yuan Huan’ı olmaya çağırıyor.
Miyase Sertbarut, Yuan Huan’ın yıllar sonra gelen devam kitabının ortaya çıkış serüvenini şu sözlerle ifade ediyor: “Kitaptaki yazar, yani Yuan Huan, hikâye anlatmayı sonsuza kadar sürdürmek isteyen bir karakter. Bu durumda onun arzusunu ilk kitabın içindeki beş hikâye ile sınırlayamazdım. Onun yerine, onun sözcüsü olarak yola devam etmeliydim. Bu yüzden bir devam kitabı yazmaya karar verdim.
İkinci kitabı yazmak hiç kolay olmadı, çünkü Yuan Huan benden daha iyi bir hikâye anlatıcısıydı. Hani bazı kitaplar yazarının önüne geçer ya, Peter Pan gibi, Hababam Sınıfı gibi, Don Kişot gibi… Yuan Huan da benim için öyle oldu. Yine de yazma mücadelemden vazgeçmedim ve Tahsin adlı bir çocuğa iki uzun hikâye anlattım. Bu kez telefon kulübesinden değil, bir kütüphane kamerasından.
İlk kitabı okuyup tadına doyamayanlar, Kütüphanedeki Kamera ile Yuan Huan’la konuşmaya ve onu dinlemeye devam edebilirler. Yuan Huan’ı hiç tanımayanlar elbette ilk kitapla onunla tanışsınlar isterim. Çünkü telefondaki sesin bilinmezliği, onun gerçek olup olmadığı bu tanışmayı heyecanlı kılan unsurlar. İkinci kitap ise bizim okur olarak hikâyelere nasıl girebildiğimiz ve hikâyedekilerin dışarıya nasıl çıkabildiğine yönelik tatlar içeriyor.”
İtalya’da “Yılın Çocuk Romanı” Seçilmişti…
Yazarın, İtalyanca “La cabina telefonica di Yuan Huan” adıyla yayımlanan Yuan Huan’ın Kulübesi isimli kitabı, geçtiğimiz yılki Festival di Letteratura Per Ragazzi ‘Gianni Rodari’ (Gianni Rodari Çocuk Edebiyatı Festivali) kapsamında düzenlenen “Premio Rodari Ödüllerine” aday gösterilmiş ve “Yılın Çocuk Romanı” seçilerek Rodari Ödülü’nü kazanmıştı.
Blokzinciri sektöründe yılın ilk büyük anlaşmalarından biri, 2030’a kadar 4 trilyon dolar büyüklüğe ulaşması beklenen gerçek dünya varlıkları (RWA) alanından geldi. Lider RWA platformu, Birleşik Arap Emirlikleri merkezli gayrimenkul ve yatırım grubuyla 1 milyar dolarlık anlaşmaya imza attı.
İSTANBUL — 2025’in ilk büyük ölçekli stratejik işbirliği anlaşmalarından biri, son yıllarda blokzinciri ekosisteminin en öne çıkan temalarından birine dönüşen gerçek dünya varlıkları (real world assets | RWA) sektöründen geldi. Coingecko verilerine göre piyasa değeri açısından dünyanın en değerli gerçek dünya varlıkları tokenine sahip blokzinciri olan MANTRA, Birleşik Arap Emirlikleri’nin en büyük gayrimenkul ve yatırım gruplarından DAMAC Group ile 1 milyar dolarlık anlaşmaya imza attı. Stratejik işbirliği, Ortadoğu’daki gayrimenkul projelerinin tokenleştirme yoluyla blokzincirine taşınmasını ve RWA benimsemesinin artırılmasını amaçlıyor.
RWA teknolojisi, tahviller ve gayrimenkul projeleri gibi gerçek dünya varlıklarının tokenizasyonla blokzincirine taşınmasını hedefliyor. McKinsey’in iyimser senaryoda 2030’a kadar 4 trilyon dolar büyüklüğe ulaşmasını beklediği gerçek dünya varlıkları sektörü, blokzincirinin sunduğu parçalı yatırım olanağıyla çeşitli varlıklara erişimin ve yatırımın kolaylaştırılması anlamına geliyor.
DAMAC Group varlıkları blokzincirine taşınacak
Anlaşma kapsamında DAMAC Group yönetimi altındaki gayrimenkul ve otel projeleri, veri merkezleri ve diğer kritik sektörlerden çeşitli varlıklar, token tabanlı finansmana açılacak. 1 milyar dolarlık DAMAC Group varlığının MANTRA Chain’e taşınmasını öngören anlaşma, gayrimenkul yatırımcılığındaki geleneksel sınırlamaları aşmayı ve Ortadoğu’nun emlak piyasasındaki yatırım fırsatlarını genişletmeyi amaçlıyor.
Anlaşmaya ilişkin değerlendirmelerini paylaşan DAMAC Satış ve Geliştirme Genel Müdürü Amira Sajwani, “DAMAC olarak ürün tekliflerimizi geliştirmek için yeni teknolojileri yakından takip ediyoruz. MANTRA ile yaptığımız bu anlaşma, inovasyona ve vizyoner çözümlere olan bağlılığımızın en güncel kanıtı. Varlıklarımızın tokenleştirilmesi, yatırımcılara çeşitlendirilmiş bir yatırım portföyüne güvenli, şeffaf ve kolay bir biçimde erişme olanağı sunacak” dedi.
2025’in başlarında satışa sunulacak
MANTRA’nın sektöre uyumlu varlık tokenizasyonu konusundaki deneyimini DAMAC Group’un performansıyla öne çıkan güçlü portföyüyle birleştireceklerini kaydeden MANTRA CEO’su ve Kurucu Ortağı John Patrick Mullin, “DAMAC Group varlıkları, 2025’in başlarında yalnızca MANTRA Chain’de satışa sunulacak. Bu önemli ortaklık, MANTRA’nın gerçek dünya varlıkları için önde gelen şirketler ve yatırım grupları tarafından tercih edilen bir stratejik partner olduğunun göstergesi. DAMAC Group ile kurduğumuz ortaklık, RWA sektörü için de bir kabul ve onay anlamına geliyor. Geleneksel finansman fırsatlarını zincir üzerine taşıma konusundaki vizyonumuzu paylaşan ve MANTRA’nın gayrimenkul sektörüne uyumlu tokenizasyon teknolojisine güvenen prestijli bir grupla ortaklık yapmaktan heyecan duyuyoruz” dedi.
Gerçek dünya varlıkları için özel olarak geliştirilmiş bir Katman-1 bokzinciri olan MANTRA, küresel varlık tokenizasyonu regülasyonlarına uyumlu teknolojisiyle geliştiricilerin ve kurumların tokenizasyon sektörüne sorunsuz katılımını sağlıyor.
ABD’ye 20 milyar dolar yatırım yapacak
Dubai’de yer alan ve Ortadoğu’nun Trump markalı tek golf sahasının sahibi olan, BAE’nin en büyük gayrimenkul geliştiricileri arasında sayılan, milyarder Hussain Sajwani liderliğindeki DAMAC Group emlak, sermaye piyasaları, turizm, üretim, gıda, lüks moda ve veri merkezleri sektörlerinde faaliyet gösteriyor.
Grup, geçtiğimiz haftalarda ABD’de veri merkezleri inşa etmek için 20 milyar dolar yatırım yapacağını duyurmuştu. ABD’nin yeni başkanı Donald Trump ve DAMAC Group Başkanı Hussain Sajwani tarafından yapılan duyuruda Donald Trump, yatırımın yeni ve devasa veri merkezlerini destekleyeceğini ve ABD’yi teknoloji ve yapay zeka konusunda en ileri noktada tutacağını vurgulamıştı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.