Makam odasına konulan bombanın patlaması sonucu şehit olan Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk’ün ölümüne ilişkin davada yerel mahkemenin 8 sanık hakkında verdiği beraat kararını bozan Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nde sanıkların yargılanmalarına devam edildi.
Duruşmada salonunda tutuksuz sanıklar Devran Aslan, Mehmet Deniz hazır bulunurken Fikret Baği, Nursel Eren, Zuhal Dalçin, Vedat Erol Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya katıldı.
BAKANLIK VE VALİLİĞİN KAYTILMA TALEBİ REDDEDİLDİ
İçişleri Bakanlığı ve Mardin Valiliğinden temsilcilerin hazır bulunduğu duruşmayı, şehit kaymakamın, ağabeyi Ali Haydar Safitürk, yakınları, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Yardımcılıoğlu ile Alperen Ocakları Gaziantep İl Başkanı Tuncay Uzdilli de izledi.
Duruşma Mardin Emniyet Müdürlüğü’nden gelen evrakların okunmasıyla başladı. Heyete İçişleri Bakanlığı ve Mardin Valiliği’nin katılma talebine ilişkin dilekçe sunuldu.
Mardin Valiliği ile İçişleri Bakanlığı’nın katılma talebine ilişkin mütalaasını sunan iddia makamı kurumların suçtan doğrudan zarar görme ihtimali bulunmadığından bu suçlardan davaya katılmalarına yasal olarak imkan bulunmadığı gerekçesiyle katılma taleplerinin reddini talep etti. Mahkeme heyeti de kurumların bu suçtan doğrudan zarar görme durumu olmadığından katılma talebinin reddine karar verdi.
“MAĞDURUM, BERAATİMİ İSTİYORUM”
Duruşmada söz alan sanık Devran Aslan ise mahkeme huzurunda verdiği ifadeleri tekrar ederek şehit çocuğu olduğunu ve şehit yakını kadrosundan çalıştığını belirterek, beraatini talep etti.
Sanık Mehmet Deniz, şehit yakını kadrosundan işe alındığını söyledi. Deniz hem beraatini hem de açıkta olması nedeniyle işini geri isterken Deniz’in avukatı Mehmet Hasar, “Müvekkilim Çınar’da ikamet etmektedir. Çınar kaymakamlığı’nda çalışmaktadır. Müvekkilim olaydan birkaç gün önce yaptığı telefon konuşmasından dolayı olaya dahil edilmiştir. O telefon görüşmesi de peynir ticaretinden dolayıdır. Telefon görüşmenin dışında başka aleyhe bir delil yok. Yerel mahkemenin beraat kararı yerindedir” dedi.
Savunmasında olaydan hemen önce ATK kurumunun personel alımına başvuru yaptığını aktaran sanık Nursel Eren, “Mülakata gidecektim. Bu olay olduktan sonra gözaltında olduğum için mülakata gidemedim. Olayla ilgim olsaydı başka bir kurumda iş bulmak için başvuru yapmazdım. Daha sonra memuriyet için yaptığım tüm başvurular dava nedeniyle reddedildi. Mağdurum. Beraatimi istiyorum” ifadelerini kullandı.
“KORUMA POLİSLERİ MAKAM ODASINI NEDEN KORUMADI”
Katılan Ayşegül Safitürk’ün vekili Avukat İzzet Güneri, davanın en başından bugüne kadar eksikliklerin ve ihmallerin olduğunu belirtti. Bu olayın olmasına herkesin üzüldüğünü ancak kimsenin olayı aydınlatmak için katkı yapmadığını ifade eden Güneri, şunları söyledi:
* Bu bomba zaman ayarlı değil. Bu olay planlanmış örgütlü bir olaydır. Mustafa Hakan Kutluay kaymakamla görüşmüş. O kameraya ihtiyaç olmadığını söylemiş. Olayın aydınlatılması için de hiçbir şey yapılmıyor.
* Mustafa Hakan Kutluay’ın ağır ihmalden ceza aldığı dosyada polislerin ifadeleri var. Bir polis makam odasına giriyor ve çıkıyor. Ardından çalışanlar pencerenin açık kaldığını söylüyor.
* Mustafa Hakan Kutluay ilçede 26 kamerayı 70 kameraya çıkardığını söylüyor. Ancak ilk önce koruyacağı yer kaymakamın makamıdır. Kaymakamlığa kamera için ödenek bulunmamış. Bir kamera ne kadar olabilir ki.
* Bu olayın tek sorumlusu Mustafa Hakan Kutluay’dır demiyoruz. Burada örgütlü bir suç var. Mustafa Hakan Kutluay yargılandığı davada “Kaymakam bey yanına polis koruma almazdı” diyor. Peki yanına almadığı o polisler neden kaymakamın makamını korumadılar.
“YARGILAMA BİZİ TATMİN ETMEDİ”
Yargılama sürecindeki ihmallerin davaya katılmalarına ittiğini aktaran şehit kaymakamın ağabeyi Ali Haydar Safitürk, soruşturma savcısına olayla ilgili bazı bilgileri paylaşmak için başvurduğunu ancak savcının kendisini kovduğunu söyledi.
Türkiye’nin en iyi avukatını tuttuklarını kaydeden Safitürk, şunaları söyledi:
* O da en son bize ‘Siz devlet düşmanısınız’ diyerek bizi bıraktı. Savcının beni defetmesini de kabul ettim. Aslında bu şekilde hazırlanan bir soruşturmaya katılmamız gerekirdi.
* İlk soruşturmada 100 civarında kişi gözaltına alındı. Devletin en yüksek noktasındaki kişiler yapanların ismini verdi. Ancak 2 yıl sonra herkes serbest bırakıldı.
* Emniyet amiri Mustafa Hakan Kutluay patlamadan hemen sonra polislere, “Belediyeden işçi getirin makamı temizleyin” diyor. Ardından bu adam 3’üncü sınıf Emniyet Müdürlüğüne terfi ettiriliyor.
* O gün kaymakamın şehit edilmesinde etkili olan bir doktorun hala orada başhekim olarak görevlendirildiğini, olaya dair hiçbir şey konuşmadığını biliyorum.
POLİS TARAFINDAN İŞKENCE GÖRDÜ
Şehit kaymakamın 9 Kasım’ı 10 Kasım’a bağlayan gece polisler tarafından işkence gördüğünü iddia eden ağabey Safitürk, “Bunun tespit edilmesi gerekiyor. Bu da o tarihlerde çekilen fotoğraflar üzerinden tespit edilebilir. Yazı işleri müdürü terörist ancak biliyorum ki o dışarıya çıkacak. Çünkü mahkeme olayı bu kişiye bağlayacak bir objektif bağ bulamadı. Bu olayın baş sorumlusu Tahsin Erdaş ve Mustafa Hakan Kutluay’dır. Bu taleplerimizi göz önüne alacağınıza inanıyorum” ifadelerini ekledi.
EMNİYET MÜDÜRÜ ‘KAYBOLAN PARALARIN PEŞİNİ BIRAK’ DEDİ
Safitürk’ün beyanı üzerine mahkeme başkanı “Bunu daha önce başka bir yerde söylediniz mi? Bilgiyi nereden aldınız” diye sordu. Soru üzerine Safitürk şunları dile getirdi:
* Emniyet amiri Mustafa Hakan Kutluay, kaybolan çadır kent parasıyla ilgili kaymakamı zorladı. Kaymakamdan olayın peşini bırakmasını istedi. O kaymakamı ikna edemedi.
* Ardından yanına iş adamı ve kolluk kuvvetlerini alıyor. Bu bilgiyi çok sağlam kaynaklardan edindim. Kaymakamla sabaha kadar konuşuyorlar ancak kaymakamı ikna edemiyor.
* O tarihteki fotoğraflarda kaymakamın fiziki durumunun iyi olmadığı zaten görülüyor. Kızıltepe Devlet Hastanesi’ndeki doktorların hepsi kaymakamın ölecek durumda olmadığını söyledi. Çocuğumuzu onlar şehit etmiştir. Bunların hepsi araştırılmalıdır
DELİLLERİN SUNULMASI İÇİN DURUŞMA ERTELENDİ
Beyanların ardından mütalaasını açıklayan iddia makamı katılan Ali Haydar Safitürk’ün şehit kaymakamın suç tarihinden önce işkence gördüğüne dair iddiasını içerir delilerin mahkemeye sunması için süre verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti ise katılan Ayşegül Safitürk’ün vekiline esas hakkındaki son savunmasını hazırlaması ve katılan Ali Haydar Safitürk’ün beyan ettiği hususlarla ilgili detaylı yazılı bilgi ve delil sunması için süre verilmesine karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
“OLAYIN GERÇEK FAİLİ EMNİYET AMİRİDİR”
Duruşma sonrasında şehit kaymakamın ağabeyi Ali Haydar Safitürk Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada çok kötü durumda olduklarını söyleyen Ali Haydar Safitürk, “Emniyet amiri Mustafa Hakan Kutluay görevinden açığa alınmalıdır. Dava 23 Mart’a ertelendi. Yargılama devam ediyor” dedi.
Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk’ün davasının 5’inci yılında olduğunu belirten Safitürk, Mardin 3 Ağır Ceza Mahkemesinin yaptığı yargılama sonucunda bir kez daha şehidin ailesi olarak ölüp yıkıldıklarını söyledi.
Mahkemenin doğru karar vermediği söyleyen Safitürk açıklamasını şöyle sürdürdü:
* İstinaf mahkemesi talebimizi kabul görerek yeni yargılamaya karar verdi. 3 yıldır da burada yargılama yapılıyor. Ancak burada da ümidimiz tükeniyor. Buradan iyi bir sonuç çıkacağına inanamaz hale geliyoruz.
* Çünkü bizi bu duruma düşüren en etkin sebep o gün Türkiye gündeminde bu olayın faili olarak tanıtılan yazı işleri müdürü Tahsin Erdaş bugün dışardadır. Bir kişi içeridedir. İçeride olan şahıs bebek katili örgütün elemanıdır. Fakat içerideki şahısla olay arasında bağlantı kurulamadı.
* Olayın gerçek faili emniyet amiri Mustafa Hakan Kutluay’dır. Her türlü delil belge mahkemeye sunulmasına rağmen bu şahıs terfi ettirilmiştir. Bu şehide ihanettir. Üç polis bu olayın emniyet amiri Mustafa Hakan Kutluay’ın yaptığına dair mahkemede ifade vermiştir.
“KAYMAKAM YARALIYKEN KURTARILABİLİRDİ”
* Rahmetli şehit kaymakam önce Derik Devlet Hastanesi’ne götürülmüş. Bir üst hastaneye sevk edilmesi uygun görülmüş. O ara emniyet amiri belediyeden işçileri alıp götürüyor. Makamda ne var ne yok hepsini toplatıyor. Ardından olay yerini suyla yıkatıyor.
* Ben şehit kardeşiyim. Söylemiş olduklarım doğrudur. Ya ben yargılanacağım ya da Mustafa Hakan Kutluay yargılanacaktır. Kendisine hiçbir şekilde bir şey sorulmuyor. Kaymakam yaralıyken kurtulabilirdi. Ancak onu hastanede kasten şehit ettiler. Babam yaşından dolayı gelemiyor. (İHA)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.